21 Mayıs 2011 Cumartesi

Adapazarı Meşhur Köfteci Mustafa

Güzel yemek yiyebilmek için restorant ile aynı şehirde olmanız şart değildir. Ünlü gurme Vedat Milor'un da dediği gibi gurme iyi bir yemek için uzun mesafeler katedebilecek innsana denir ve burada ki uzun sizin yemeği ne kadar sevdiğinizle ters orantılıdır. Siz ne kadar çok isterseniz mesafe o kadar çok kısalır gözünüzde.

İşte böyle gözümüzde mesafenin ederinin olmadığı canımızın Adapazarının meşhur ıslama köftesini çektiği bir günde İstanbuldan kalkıp arkadaşlarla köfte yemeğe gittik. Burdan Adapazarına köfteye gidilirmi demeyin  daha biz sırf yemek için nerelere gittik. Bu adapazarı onların yanında solda sıfır kalır esamesi okunmaz. Hem de öyle bi gezi amaçlı değil. Okulun yemekhanesi iner gibi atladık arabaya gittik köftemizi yedik ve döndük. Şimdi size köftesinin lezzeti yol aldırıcak Mustafa ustayı tarif edelim.


Mustafa ustanın yeri öyle lüks falan bir yer değil bildiğiniz salaş esnaf lokantası dekorunda ve tadında bir yer. Adapazarı merkezine geldiğinizde sağ taraftaki caddeden devam ediyorsunuz ve bir kaç yüz metre gittinizde sağınızda bu tabelayı görüyorsunuz. Bulması gayet kolay hiç bilemeyen biri otoban tabelalarını takip ederek Adapazarını vardığı zaman da yoldan geçene sorarak köfteciyi bulabilir kolaylıkla. Mekanda yenmesi gereken üç önemli şey var. Birincisi tabiki ıslama köfte. Benim gibi midesi geniş biriyseniz bir buçuk falan söylemeyin porsiyon porsiyon gidin zira bir buçuk da yetmeyebilir. Köftenin tadı sadeliğinden tabağın tadı ise ıslatılmış ekmeğin köfteyle uyumundan geliyor. İşin sırrı ekmekte diyebilirim. Görüntüsü önünüze geldiğinde böyle oluyor.


Tabaktaki biberler acıdır şimdiden uyarıyım sonradan söylemedi olmasın. Köftenin yanında olması mutlaka şart olan yıllardır ayrılmazı her köftecinin beceremediği beceremeyene de benim gitmediğim şey mekanda yenmesi gereken ikinci önemli şey Mustafa Ustanın piyazı. Yumurtalı piyaz köftenizi beklerken aynı zamanda güzel bir başlangıç görevide görüyor. Görüntüsü istah açtığından mı yoksa yoldan geldiğiniz için aç olduğunuzdan mı hala karar veremedim ama köfte gelene kadar bir piyaz haklayabiliyorsunuz farkında olmadan. İşte onun da sofrada duruşu şöyle.


Bir başka yenmesi gereken şey ise mekanın meşhur manda kaymağıyla birlikte bir tatlı. Kaymağın altındali tatlı çoğu zaman önemli değil çünkü kaymak mükemmel. Geç saatlere kalamamaya özen gösterin çünkü kaymak kalmıyor bizim gibi hayal kırıklığınızla kalıyorsunuz yemeğin üstüne. Kısacası Mustafa Ustanın lezzetleri kalkıp gitmeye yolu çekmeye değer cinsten ama öğlen saatlerinde giderseniz daha iyi olur. Yazımı bitirirken eklemek isterim dükkan önünde poz veren ben değilim =)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder